27 Aralık 2013 Cuma

Actifry tarifleri: yağsız patates kızartması ve tavuk kanatları

2013 yılının son postunu sadece 5 dakikanızı alacak bir diyet tarife ayırmak istedim. Ama bu sefer biz değil Actifry çalışacak :)

31 Aralık'ta akşama kadar çalışıp, yorgun argın eve gelip bir de "off ne pişirsem?" diyecekler için de alternatif olsun.



Diyete başladığımdan beri yaşadığım en büyük problem: patates kızartması.

Yemeğe gitmişiz, salatadan bıkmışım zaten, ızgara et sipariş ediyorum, yanında sote sebzeler ve ta taamm: aylardır yemediğim çıtır çıtır patates kızartması.

Gözümün önüne Pierre Dukan geliyor:



Bir taneden bir şey olmaz diye diye bir bakmışım tabakta kırıntı kalmamış. Bir seferden bir şey olmuyor gerçekten ama yaşadığım vicdan azabı anlatılamaz.

Kendinize bir şeyi yasaklayınca işte böyle benim gibi ya görünce dayanamazsınız ya da sürekli canınız çeker. O yüzden her şeyden ama az yağlı ve az miktarda yememiz gerekiyor. Kilo verme sürecinde bir kere bile ağzıma koymadım, hatta çok enteresandır o kadar istikrarlıydım ki patates kızartması ne aklıma geldi ne de canım çekti. Benim için problem ideal kiloma düştükten sonra başladı. Neyse ki Actifry'ım var ve ayda bir kere kendimi ödüllendirip olası bir krizi aşmış oluyorum :)

Tefal Actifry kitabındaki tarife göre yapılmış patates kızartmasının bir porsiyonunda 207 kalori var ama ben yağ miktarını üçte birine düşürdüğüme göre 200 kaloriden bile az ;)   Tavuk kanatları da hiç yağ koymadan pişiriyorum, 1 kaşık yağ ile yapılan tarifin bir porsiyonu 130 kaloriymiş, hesap edin artık :)

Bu arada "kaşık"tan kastımız yemek kaşığı değil, Actifry'ın kendi kaşığı ve yaklaşık 2,5-3 yemek kaşığına denk geliyor. Fakat ben kitaptaki ölçülere sadık kalmayıp bazı tariflerde yağ miktarını azaltıp bazen de hiç yağ kullanmıyorum.

Actifry hiç kullanmamış olanlar için; tencere yemeği yapar gibi başında durmanıza, karıştırmanıza, arada gelip gidip kontrol etmenize gerek yok. Yani yağsız olduğu kadar zamandan da kazandırıyor.

Patates kızartması için malzemeler:

4 orta boy patates
1 yemek kaşığı zeytinyağı ve tuz



Patatesleri güzelce yıkıyıp soyup 1cmden daha ince kesiyoruz ve su dolu bir kapta en az yarım saat bekletiyoruz. (Suda bekletmek nişastasını bırakan patateslerin birbirine yapışmasını engelliyor.)

Actifry'a 1 yemek kaşığı zeytinyağı koyup 2 dakika çalıştırıyoruz, ısındıktan sonra da kuruladığımız patatesleri ekleyip 30-35 dakika kızartıyoruz. Süre bitmesine yakın kapağını açıp tuzunu atabilirsiniz, isterseniz de piştikten sonra, tercih sizin.



Bol yağda kızarmış gibi olması mümkün değil, ama beklentinizi karşılayacağına emin olabilirsiniz; yalnız fazla bekletmeden tüketin, patatesler soğuyunca haşlanmış gibi oluyor, çıtırlığı kalmıyor ;)

Tavuk kanatları için malzemeler:

Yarım kilo tavuk kanat
Tuz, pulbiber, karabiber ve kekik

Tavuk kanatları tuz, pulbiber, karabiber ve kekik ile harmanladıktan sonra Actifry'a alıp 25-30 dakika pişiriyoruz. Pişme işleminden sonra haznede epeyce yağ biriktiğini göreceksiniz, kanatlar kızarırken yağını da bırakıyor, o yüzden tabağa almadan havlu kağıda üzerinde kalan yağı emdirin derim ben.


Ne kadar kolay, değil mi? :)



Şimdiden yeni yılınızı kutluyorum; herkese sevgi, huzur, barış, sağlık, mutluluk ve aşk dolu bir yıl diliyorum :)

Benim yeni yıldan dileğim yalancı, iki yüzlü, ruh hastalarının benden ve tüm sevdiklerimden uzak durması, zaten gerisi bir şekilde halloluyor ;)

Herkesi çok öpüyorum, hoşçakalın! :))


26 Aralık 2013 Perşembe

havuçlu mercimek çorbası

Yemek konusunda en yeteneksiz kızların, mutfağa hiç girmemiş erkeklerin bile yapabileceği pratik, lezzetli ve doyurucu bir tarif!



Son günlerde öyle yoğunum ki değil yeni tarifler denemek, yemek pişirmeye bile fırsat bulamıyorum. Neredeyse bir yıldır yapmadığım çorbam kupamda, bilgisayarımın başındayım :)

Malzemeler:

1 çay bardağı kırmızı mercimek
1 büyük boy kuru soğan
1 büyük boy havuç
1 yemek kaşığı sıvıyağ
Tuz, karabiber, pulbiber

Minicik doğradığımız kuru soğan, havuç ve yıkayıp süzdüğümüz mercimekleri püre haline gelene kadar az suda haşlıyoruz. Benim gibi düdüklü tencereden korkanlardansanız normal tencerede haşlayın, süresi azıcık uzar o kadar :)


                   Rondodan önce & Rondodan sonra

Hafif pütürlü parçacıklı bir karışım olduğu için rondodan geçiriyoruz ve tekrar tencereye alıp (kıvamına göre) su, tuz ve karabiber ekleyip kaynayana kadar karıştırıyoruz. (üzerinde köpük birikirse kaşıkla toplayıp atıyoruz)



Ayrıca küçük bir tavada 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pulbiberi kızdırıp çorbamızı tabağa aldıktan sonra üzerine azıcık gezdiriyoruz. Hafif ve yağsız olsun isterseniz sadece limon sıkıp, pulbiber ve kekik serpiştirip de çorbanızı içebilirsiniz, tercih sizin.   




Soğuk kış akşamlarında koyun kupanıza hem karnınızı doyurun hem içinizi ısıtın ;)


Yanına şöyle bir salata iyi gider:




Hoşçakalın! :)

10 Aralık 2013 Salı

İsotlu etsiz çiğ köfte

Özen’in spesiyali ile devam ediyoruz :) Çokça övgü aldığı için hemen her misafire yaptığım, hele de çıtır marulla yendikçe yenesi gelen, ne kısır ne de çiğ köfte olabilmiş, isotuyla da diğer etsiz çiğ köftelerden ayrılmış bir tarif.


Malzemeler:

3 su bardağı çiğ köftelik bulgur
2 büyük boy olgun domates
2 orta boy kuru soğan
1 demet yeşil soğan
Yarım demet maydanoz
2-3 diş sarımsak
1 çay bardağı zeytinyağı
1 limonun suyu
2-3 yemek kaşığı nar ekşisi
3 yemek kaşığı domates salçası
2 yemek kaşığı acı biber salçası  
Pulbiber, isot, tuz
1 su bardağı sıcak su (sıcak su olmadan da yoğururum yorulmam ki diyenlere saygılaarr)

Yeşil soğan ve maydanozu incecik kıyıyor; kuru soğan, sarımsak ve domateslerimizi rendeliyoruz. Robotta da çekebilirsiniz ama ne kadar sulanırlarsa çiğ köfteyi yoğurmamız o kadar kolaylaşır :)

Derin ve geniş bir kaba tüm malzemeleri alıyoruz ve 1 su bardağı da sıcak su ekleyip yoğurmaya başlıyoruz.

Tarifin orjinalinde sıcak su yok ama kızlar yoğururken anlayacaklar, çiğköfte kolları inanılmaz ağrıtıyor. Ben biraz işin kolayına kaçıyorum ama gene de sıcak su miktarını çok abartmayın, çiğ köfte yapıyım derken kısıra dönmesin :)

İyice yoğurduktan sonra elimizle şekillendirip servis ediyoruz. 

Biz ekşi sever bir aile olduğumuzdan limon ve nar ekşisini birlikte kullanıyorum. Siz hiç katmayabilirsiniz de ;)

İsot çiğköfteyi kısır olmaktan çıkardığı için mutlaka kullanın derim, pul biber miktarını da biber salçanızın acılığına göre ekleyin, yiyenleri zehirlemeyin ;)

Ben çiğköftemi, tarifini BURADA uzun uzun anlattığım yaprak sarma ve peynirli tepsi böreği ile servis ettim. Benim yaptığım gibi marul yaprakları içinde servis ederseniz çiğ köfteleriniz çok da şık gözükür ;)




Börek dipfrizden çıktığı için fotoğrafı yok maalesef, ilk fırsatta yapıp fotoğraflayıp ekleyeceğim :)

Hoşçakalın!


9 Aralık 2013 Pazartesi

Yumurta salatası

Diyet yaparken en sıkıcı öğün genellikle kahvaltılar olur. Hafta içleri zaten işe yetişme telaşından apar topar evden çıktığımız için pek farkında olmayız: kepek ekmekli küçük bir tost, süt ve mısır gevreği/müsli, meyveli yoğurt bazense 1 muz ama hafta sonları işler değişir :)

Birazcık peynir, birkaç zeytin, yumurta ve yeşillikler sıkıcılaşmaya başladığında yapabileceğiniz çok basit, pratik ama özellikle de benim gibi ot severler için hem karın hem de göz doyuran bir tarif yumurta salatası.



Öncelikle yumurtanın en önemli protein kaynaklarımızdan biri olduğunu ve diyet yaparken haftada en az 4-5 tane yememiz gerektiğini unutmayın. Eğer benim gibi hafta içleri yumurta yemiyorsanız 2 tane haşlayın :)

Malzemeler:

2-3 yaprak marul
Bir tutam maydanoz
Bir tutam nane
Bir tutam dereotu
4-5 dal yeşil soğan
1 yemek kaşığı zeytinyağı
Limon suyu
Pulbiber, tuz
2 haşlanmış yumurta

Yeşilliklerimizi doğrayıp yağ, limon, tuz ve pulbiberle harmanlıyoruz. Haşlanmış yumurtaları da minik minik salataya ekliyoruz, bu kadarcık :)



Yumurtayla yapılabilecek o kadar çok kahvaltılık alternatifimiz var ki...

Frittata, tortilla, cicipapa ve niceleri; en kısa zamanda fotoğraflanıp blogumda yerlerini alacaklar :)

Hoşçakalın!




8 Aralık 2013 Pazar

Fırında kızarmış karnabahar

Kızartmaların en hafifi :)


En sevdiğim sebzeyi sorsalar karnabahar, brokoli, patlıcan, ıspanak ve kabağı sayar sıraya koyamam, ama karnabahar muhakkak ilk 3'te yer alır. Karnabahar aşkım ve tariflerimden havuçlu karnabahar salatasında kısacık bahsetmiştim. Karnabaharla yapılabilecek en besleyici ve az kalorili yemeklerden birisi. İster sarımsaklı yoğurtla, ister ızgara etle, ister çayın yanında bir ara öğünde, isterseniz de yeşil salatayla tüketilebilecek hafif bir akşam yemeği (içerisindeki bol yumurtayı bahane edip sabah kahvaltısında bile yemişliğim vardır).

Malzemeler:

1 orta boy karnabahar
3 yumurta
2-3 yemek kaşığı un
1/2 çay bardağı light süt
2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz, karabiber ve pulbiber

Karnabaharı (mümkünse buharda) çok ezgin olmayacak, çatalı batırdığımızda dağılmayacak kadar haşlıyoruz. Yarım saat daha sosuyla fırına pişeceği için hafif diri kalmasında fayda var.

Karnabaharlar bir kenarda soğurken büyük bir kasede yumurtalar, un, süt ve yağı çırpıyoruz. Tuz ve baharatları ekliyoruz.

(Sosunuzun çok cıvık olmayan bir kıvamda olması gerekli, eğer fazla sulu olduğunu düşünürseniz 1 yemek kaşığı daha un ekleyebilirsiniz. Ayrıca benim karnabaharım çok büyük değildi, sosunuz az gelirse yumurta ve süt takviyesiyle fazlalaştırabilirsiniz.  Zaten karnabaharınız ne kadar büyük olursa olsun 4 yumurtadan fazla kullanmayın, omlet yiyormuş hissi alırsınız. Tuz ve baharat içinse her zaman olduğu gibi miktar vermiyorum.)

Şimdi dallara ayrılmış olan karnabaharları tek tek sosa batırıp borcama diziyoruz.


Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında üzeri kızarıncaya kadar (benimki 30-35 dakika sürdü) pişiriyoruz.

Ben kalorili olduğu için yapmıyorum ama pişmesine yakın çıkarıp kaşar peynir rendesi koyarsanız daha lezzetli olur ;)

Ayrıca yağ miktarını minimumda tuttuğumuz için yemek borcama yapışıyor, spatulayla kazımak zorunda kalabilirsiniz. Bunu önlemek için de 1-2 yemek kaşığı zeytinyağı daha kullanarak borcamınızın çevresini yağlayabilirsiniz. 



Biz bugün bu güzelliği sarımsaklı yoğurtla taçlandırdık, tavsiye ederim :)

Hoşaçakalın!! :)


1 Aralık 2013 Pazar

Profiterollü pasta

Arşivde bir sürü tarif birikmesine rağmen Aralık ayının ilk yazısını doğum günü pastama ayırmak istedim. Bu postta hem profiterol hem yaş pasta tarifi var, bir taşla iki kuş ;)



Geçtiğimiz hafta doğum günümdü ve ben günler öncesinden “pastamı kendim yapıcam” diye tutturdum. Dipfrizimde böğürtlen, vişne, karadut gibi pasta yapılabilecek çok sayıda malzemem varken ve acaba hangisiyle yapmalıyım diye düşünürken babam “sen geçen sene profiterol yapardın, gene yapsan da yesek” diyince pastamın neyli olacağı belli oldu :) teşekkürler babiş :)

Profiterol zaten yeterince zahmetli, bir de pasta falan derken –utanarak söylüyorum ama- çok miktarda hazır karışımdan faydalandım. Aman canım niye utanıcam, bütün gün işte yorul sonra gel evde yorul, iyi ki hazır kremalar soslar var :)

Malzeme listesi epey kalabalık o yüzden ayrı ayrı gruplandırıyorum kızlar, panik yok!

Pasta için:

1 adet kakaolu pasta tabanı (ben üşenmem kendi pandispanyamı yaparım diyenlere saygılaarrr)
1 çay bardağı süt (keki ıslatmak için)
1 paket vanilyalı pasta kreması
1,5 su bardağı soğuk süt (kremayı çırpmak için)
1 çay bardağı damla çikolata

Profiterol hamuru için (eklenme sırasına göre)

1,5 su bardağı su
100 gram margarin
1 su bardağı un
1 tatlı kaşığı şeker
1 fiske tuz  
4 yumurta

Profiterol dolgu kreması için:

2 paket vanilyalı dolgu kreması (profiterol, ekler ve tartlar için çok pratik oluyor)
2,5 su bardağı soğuk süt (kremayı çırpmak için)

Çikolata sos için:

1 paket çikolata sos
2 su bardağı süt (ben 2,5 kullandığım için yaşadığım aksilikler az sonra :)) )

Profiterol hamuruyla başlıyoruz: 

Suyu tencereye koyup kaynayınca margarini ilave ediyoruz ve erimesini bekliyoruz. Eriyince un, şeker ve tuzu ekliyoruz; pürüzsüz olana kadar karıştırıyoruz. Burada tavsiyem mikser kullanmanız, sıcak suya atılan un bir anda topaklanıyor, dağıtmak epey zor oluyor. Krema kıvamındaki hamur kaynamaya başlayınca (göz göz oluşundan kaynadığını anlıyoruz) ocaktan alıyoruz.

Arada karıştırarak hafifçe ılıttığımız hamurumuza yumurtaları katıyoruz. Yalnız hepsini aynı anda değil; bir yumurtayı kırıp mikserle uzunca çırpıp hamura iyice yedirdiğinizden emin olunca diğer yumurtaya geçmelisiniz. Zaten profiterol hamuru yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta da bu ;)

Yumurta işlemi bitince hamuru buzdolabında en az 1-2 saat dinlendiriyoruz.

Soğuyan hamurumuzdan yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye 2 çay kaşığı yardımıyla (birine hamuru alıp diğeriyle itekliyoruz) hamurlarımızdan koyuyoruz. Aralıkları geniş bırakmaya çalışın ki pişerken kabaran profiterollerimiz birbirlerine değmesin, şekilleri bozulmasın :)



“Aman benim hamurlarım yamuk yumuk oldu, oraya buraya bulaştı” demeyin, göreceğiniz üzere benimkilerin de düzgün şekilli olduğu pek söylenemez :) endişeye gerek yok, piştikten sonra yuvarlanıp düzgünleşiyorlar :)

Önceden ısıttığımız fırında 200 derecede yaklaşık 25-30 dakika üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz. Batırdığınız kürdan kirli çıkarsa pişirme süresini 5-10 dakika daha uzatabilirsiniz, fırından fırına değişiklik gösterebiliyor.

Hamurlarınız pişince fırından alıp, yumuşak kalması için tepsimizin üzerine bir örtü örterek soğumaya bırakıyoruz.

Bu arada pasta kremamızı süt ile çırpıp yarısını üzerine sürmek için ayırıyoruz, diğer yarısına da damla çikolata katıp karıştırıyoruz.

Pasta tabanımızın alt katını sütün yarısıyla ıslatıyoruz (zaten yeterince tatlı olacağı için süte şeker eklemedim) ve damla çikolata kattığımız kremayı üzerine eşit olacak şekilde dağıtıyoruz. İkinci katı da artan süt ile ıslatıp ilk katın üzerine kapatıyoruz. Ama bu aşamada dikkatli olun, ıslak keki elinizle tutarak taşımaya çalışmayın, parçalanıp dağılır. Bir tabak yardımıyla üzerine denk gelecek şekilde ters çevirin. Üzerini ve kenarlarını ayırdığınız kremayla kaplayın.

Şimdi de dolgu kremasını süt ile çırpın ve profiterolleri bıçak ile kenarlarından keserek krema ile içlerini iyice doldurun. Doldurduğunuz profiterolleri pastanın üzerine ortadan başlayarak dizin. (Tabi ben bu ölçülerle yarısını ancak dizebildim, kalan profiteroller ertesi gün yenilmek üzere dolaba kaldırıldı.)



Ve son olarak çikolata sosunu süt ile kaynayana kadar karıştırarak pişiriyoruz. Süt miktarını pakette yazılandan eksik kullanmanızı söyledim çünkü:

Sosum sulu olduğundan ve ben de acele ettiğimden henüz sıcakken kaşık kaşık profiterollerin üzerine gezdirmeye başladım. 3-4 kaşıktan sonra baktım benim sos pastanın üzerindeki kremayı da beraberinde eriterek aşağıya doğru kayıp tabağın altında birikiyor ve dahası taşıp masanın üzerine yayılıyor!!! 


O sebeptendir ki 1. sosunuz çok cıvık olmasın, 2. soğumadan pastanızın üzerinde kullanmayın :) Tabi ki bu problem pasta yaparsanız çıkar, sadece profiterol yapıyorsanız sosu sıcakken kullanmanızı öneririm, hamurlarınız yumuşacık olur ;)

Sosu gezdirdikten sonra pastayı 1 gece (vakit yoksa bile en az 3-4 saat) buzdolabında dinlendirin, ben saat epey geç olduğu ve mumlarımı üflemek için acele ettiğimden hemen kestim, ertesi güne kalan pasta çok daha yumuşaktı ve lezzeti oturmuştu :)




Dilerim 28. yaşım artık 8 kişi olduğumuz canım aileme ve arkadaşlarıma sağlık, mutluluk, huzur ve başarı getirsin; tüm kötülükleri bizden uzak tutsun :)   



Tüm minnoşlarımı kocaman öpüyorum :)


Hoşçakalın!

29 Kasım 2013 Cuma

Kaşarlı köfte ve yancıları :)

İçerisindeki kaşar peyniri sayesinde yumuşacık, azıcık kalorili ama çokça lezzetli bir köfte; erişte pilavı, yoğurtlu sebze ve patates salatası ile :)



Köfte için malzemeler:

Yarım kilo orta yağlı dana kıyma
1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
1 yumurta
1 büyük boy kuru soğan
2 diş sarımsak
1 çay bardağı galeta unu (ekmek içi de kullanabilirsiniz)
Pul biber, karabiber, köfte baharı, kimyon ve tuz

Tüm malzemeleri yoğurup elimizle şekil vererek yağ koyduğumuz ve kızdırdığımız tavada kızartıyoruz.



Gelelim püf noktalarına: Köfteleri hiç yağ koymadan cızbız yapmayı tercih ederim genellikle ama işin içine kaşar peyniri girince durum değişiyor. Eriyen kaşarlar tavaya yapışıyor, köftelerin üzerinde sertleşip kalıyor. Bu yüzden mutlaka yağ kullanın. Kaşar lezzetini daha yoğun almak istediğim için baharat miktarını az tuttum, siz dilerseniz bolca baharat ve hatta kıyılmış maydanoz ekleyebilirsiniz. Ayrıca köftelerinizin kuru ve sert olmaması için kızartma süresini abartmayın ;)      

Ve garnitürler…

Erişte pilavı

Daha önce yazdığım Erişte Salatası tarifimin yoğurt katılmamış hali aslında ama üşenmeyip tekrar yazacağım. 200 gram erişteyi 2 yemek kaşığı sıvıyağda kavurup sıcak su ile tuz ekledim; suyunu çekene kadar da pişirdim. Diğer pilavlardan bir farkı yok, hatta pirince oranla daha hafif ;)



Patates salatası

3 orta boy patatesi haşlayıp minicik doğradım. Piyazlık doğradığım kuru soğan, maydanoz, dereotu, taze nane, zeytinyağı, limon suyu, tuz ve pulbiber ile harmanladım.



Daha detaylı bir patates salatası tarifi için TIK TIK

Yoğurtlu sebze salatası

2 orta boy rendelenmiş çiğ havuç, 1 su bardağı haşlanmış bezelye ve 1 çay bardağı mısırı 2 su bardağı yoğurda kattım.

Bir de baktım ki köfte, pilav, patates, önüm, arkam, sağım, solum derken brokolilerim kaynamakta olan suda ezilmiş, minicik olmuş mu:)

Brokolileri de süzüp yoğurtlu sebzelere ekledim. Tabi benim rus salatası kıvamındaki yoğurt sulandı, cacık gibi bir şey oldu. Varsın olsun; tuz ve pul biberle lezzetlendi, afiyetle yendi :)



Hoşçakalın :)



25 Kasım 2013 Pazartesi

Kıymalı bamya yemeği

Diyet tariflerle devam ediyoruz :)



25 yaşına kadar tadına bile bakmadığım bamyayı yemediğim yılların acısını çıkarırcasına son 2 senedir sık sık pişiriyorum. Sebze yemeklerinde eti pek sevmem ama söz konusu bamya olunca işler değişiyor. Parça et de kullanabilirsiniz ama ben kıymayı tercih ediyorum, yemekle daha iyi özleşiyor. Dilerseniz yemeğinize bir su bardağı kadar haşlanmış nohut da ekleyebilirsiniz, bazı yörelerde bamyanın nohutlu yapıldığını duyunca deneyip pek beğenmiştim ;)

Bamya denilince çoğumuzun aklına tüylü ve salyalanan bir sebze geliyor maalesef, ama birkaç senedir bamyalarımızı babam bahçesinde yetiştiriyor ve küçücükken toplayıp dondurucuya atıyoruz. Satın aldığınız bamyalar ne kadar küçük olursa o kadar az tüylü ve çekirdekli olur. Bamya ile ilgili olarak önemli bir detay da limon: sadece lezzetini artırmıyor, aynı zamanda salyalanmasına da engel oluyor.
Ne kadar salça, baharat ve acı kullanırsanız yemeğiniz o kadar lezzetli, ne kadar az yağ ve az yağlı kıyma kullanırsanız o kadar hafif ve diyet olur diyerek malzeme listesine geçiyorum.


Malzemeler:
250 gram dana kıyma
1 büyük boy kuru soğan
300-400 gram bamya
2 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
1 büyük limonun suyu
2 yemek kaşığı zeytinyağı
Karabiber, pulbiber, tuz

2 yemek kaşığı zeytinyağı koyduğumuz tenceremizde önce kıymayı sonra minik minik doğradığımız soğanı kavuruyoruz. Soğanlar yumuşamaya başlayınca salça ve baharatları da ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. 


Ardından bamyaları da tencereye alıp iyice karıştırdıktan sonra sıcak su ve limon suyunu ekleyip kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz.



Afiyet olsun :)

11 Kasım 2013 Pazartesi

Körili ve kaju fıstıklı sebzeli tavuk

Uzakdoğu'dan bir tarif 


İsmine bakıp aldanmayın, sebzeleri kavurduğum 1 yemek kaşığı zeytinyağı ve içerisindeki 3-5 kajuyu saymazsak son derece hafif bir diyet yemeği :)



Malzeme listesine kabak, karnabahar, brokoli, pırasa gibi sayısız sebze ekleyebileceğiniz, köri ve zencefile alışkın olmayanların az kullanmalarını tavsiye ettiğim tarifim hem hafif hem çok pratik :)

Malzemeler:   
  • Yarım kilo tavuk kalça (derisiz ve kemiksiz)
  • 1 orta boy havuç 
  • 250 gram mantar
  • 2 avuç kaju fıstığı
  • 1 çay kaşığı köri
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 diş sarımsak
  • Bir parça taze zencefil
  • 1 adet defne yaprağı
  • Tuz
Tavukları küp küp doğrayıp tavaya alıyoruz. Tarifin orjinalinde tavukları yağda kavurmamız gerekiyor ama malum diyetteyiz :) karabiber, tuz ve defne yağrağı ile 1,5 su bardağı sıcak su eklediğimiz tavuğun ağzını kapatıp kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz ve sebzelerimize geçiyoruz.



Havuçları geç pişmesi ihtimaline karşı olabildiğince ince doğrayın, hatta benim yaptığım gibi salatalık soyacağı ile şerit şerit kesebilirsiniz. 1 yemek kaşığı zeytinyağı koyduğumuz tavada havuçlar, sarımsak ve küçücük bir parça taze zencefili kavurmaya başlıyoruz. Havuçlar biraz yumuşayınca doğradığımız mantarları da ekliyoruz. Sebzelerin sulanmaması için harlı ateşte hızlıca sotelemeye dikkat edelim ve sebzeler yumuşayınca altını kapatalım. (Daha sonra tavuklarla da soteleneceği için fazla pişirmenize gerek yok)



Biz sebzeleri hazırlayana kadar tavuklar suyunu çekmiş olurlar, karabiber ve kaju fıstıklarını ekleyip tavuklarımızı da kavuruyoruz. Kavurma işlemi bittikten sonra sebzelerimizle tavuğu buluşturup birkaç dakika daha kavuruyoruz. 




Yemeğimiz hazır :)

Yaparken bloga yazmayı düşünmemiştim, o yüzden makineyle fotoğraf çekmeyi akıl edemedim, iphone fotoları da ancak bu kadar oldu idare edin :)  

Hoşçakalın :)





3 Kasım 2013 Pazar

Izgara tavuklu roka salatası

Roka C vitamini bakımından zengin, bağışıklığı güçlendiren ve antioksidan etkisi olan bir bitki. Roma İmparatorluğu döneminden beri yetiştirilen ancak son 20 yıldır Avrupa ve Amerika’da altın çağını yaşayan roka börek, pizza, makarna gibi yemeklere konulsa da çoğunlukla salata olarak tüketiliyor. Ülkemizde de özellikle balıkların yanında yapıp yediğimiz roka salatasını ben bugün tavukla denedim.



Diyet yapmak zaten yeterince sıkıcı; salatalarda bile farklılık arıyoruz. Havuç-maydanoz-dereotu üçlüsüne bir değişiklik yapıp marul yerine roka ekledim ve sonuca bayıldım :)

Salatası için malzemeler:

Yarım demet roka
1 orta boy havuç
8-10 dal maydanoz
8-10 dal dereotu
1 tatlı kaşığı zeytinyağı
1 limonun suyu
Tuz

Izgara tavuk için malzemeler:

100-150 gram tavuk göğüs fileto (kemiksiz ve derisiz)
Tuz, karabiber, pulbiber

Öncelikle tavuğumuzu incecik (0,5 cm) dilimliyoruz. Benim gibi et dilimleme özürlüler için çok pratik bir yöntemim var; dondurucudan çıkmış etler henüz buzu çözülmeden inanılmaz kolay ve dilediğiniz incelikte kesilebiliyor, aklınızda bulunsun :) Unutmayın ne kadar ince, o kadar çabuk pişme ;)

Buzları çözülen ve oda sıcaklığına gelen tavukları hiç yağ koymadan iyice ısıttığımız tavada arkası önü kızarana kadar pişiriyoruz. Zaten çok ince olduğu için tavuklarımızın içinin pişmeme gibi bir şansı da kalmıyor.



Tavuklar pişerken yeşilliklerimizi bıçak kullanmadan elimizle parçalıyoruz. Özellikle maydanoz ve dereotu gibi narin yeşillikleri doğramak yerine dallarından ayırın ki vitamini kaybolup gitmesin :) Havuçları da her zamanki gibi salatalık soyucu ile uzun uzun şeritler halinde kestim, siz isterseniz rendeleyebilirsiniz.

Limon suyu, tuz ve zeytinyağı ile harmanladığım salatamı karabiber, pul biber ve kekik serptiğim tavuklarla servis ettim.

Yanında 1 dilim tam buğday ekmeği ile hem doyurucu hem kalorisi çok çok düşük ve lezzetli bir kase salatamız oldu :) 



Aynı salatayı haşlanmış tavuk ya da ton balığı ile de deneyebilirsiniz :)


Afiyet olsun! 

26 Ekim 2013 Cumartesi

Fırında bağ böreği

Ben bu sıralar çiğ sebze&meyve, süt-yoğurt&mısır gevreği ve salata&ızgara et modunda olsam da sağlıklı tarifler denemeye devam ediyorum :)

Sıradaki tarifim kıyma, yeşil mercimek ve bol baharat ile lezzetli olduğu kadar hafif ve sağlıklı bir börek. Hatta salata eşliğinde sıcak servis ederseniz diyetlerinizde ana yemek bile olabilecek potansiyelde :)




Bu böreği nerede yediğimizi ne Cantürk ne de ben hatırlayamadık (Bilkent Neuhaus olabilir) ama benim tarifimden biraz farklıydı. Orjinalinde benim malzemelerime ek olarak Meksika fasulyesi ve haşlanmış mısır vardı; ayrıca benim yaptığım gibi fırında değil galeta ununa bulanarak yağda kızartılmış ve minik minik dilimlenerek mevsim yeşillikleri ile sıcak servis edilmişti. Bu da demek oluyor ki hafif ve diyet olsun isterseniz benim yaptığım gibi, kalorili ama çok daha lezzetli olsun isterseniz yukarıda anlattığım şekilde yapabilirsiniz, seçim sizin ;)



Bayram kilolarını verince ikinci seçeneği de yapıp yayınlayacağım :)
 
İç Harcı için Malzemeler

2 büyük boy kuru soğan
250 gram yağsız dana kıyma
1 yemek kaşığı zeytinyağı
1 su bardağı yeşil mercimek
1 yemek kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı yedibahar
1 tatlı kaşığı karabiber
1 çay kaşığı kimyon
Tuz ve pulbiber

Böreği için Malzemeler

Yarım kilo (3 adet) yufka
1/2 su bardağı süt
2 yemek kaşığı zeytinyağı

Mercimekleri haşlıyor ve soğuması için bir kenara alıyoruz. Kıymayı da tavaya koyup ağzını kapatıyoruz ve soğanları doğramaya başlıyoruz. Kıyma suyunu çekince yağı ve soğanları ekleyip kavuruyoruz. Soğanlar yumuşamaya başlayınca salça ve baharatları ekleyip iyice kavuruyoruz ve mercimekleri ekleyip karıştırıp altını kapatıyoruz.



Harcımız soğurken yufkaları kesiyoruz. Her yufkayı önce ikiye, her bir parçayı tekrar ikiye ve tekrar ikiye olmak üzere 1 yufkadan 8er eşit üçgen elde ediyoruz.

Kestiğimiz yufkalardan birini alıp süt ve yağ ile yaptığımız karışımla hafifçe ıslatıp üzerine bir yufka daha koyuyoruz. Geniş kısmına 1,5 - 2 yemek kaşığı harç koyup kenarlarından kıvırıp sarıyoruz. Bu işlemin sonunda 12 tane büyük sigara böreğimiz oluyor.





Yağlı kağıt serilmiş tepsiye börekleri dizerken çok sıkışık olmamalarına dikkat edin, kenarları pişmez ve kol böreğinde olduğu gibi hamurumsu kalır. Dilerseniz üzerine yumurta sarısı, sevmeyenler de benim yaptığım gibi yoğurt sürebilir. Fotoğraflarda göreceğiniz üzere yoğurt da en az yumurta kadar kızartır böreklerinizi, hem kokusu da yok :)


Tarifimiz az yağlı ve sağlıklı diye abartmıyoruz, 1 taneden fazla yemiyoruz kızlar. "Ee ama 1 tanecik börek doyurmaz ki!" dediğinizi duyar gibiyim :) O zaman ne yapıyoruz?? Böreğimizi karnabahar salatası (TIK TIK) gibi bir salata ile tüketiyoruz :)

Ben böreğimi neyle mi yedim?:



Yeni bir diyet tarifinde buluşmak dileğiyle, hoşçakalın :)



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...