Nikah tarihi aldıktan sonraki ilk
işimiz fotoğrafçımız Betül'ü , ikinci işimiz ise gelinlik aramak oldu.
Senelerdir gelinlik modellerine bakan, son 5 senenin tüm modellerini ezbere
bilen ve sürekli “acaba nasıl bişiy olmalı??” diyen ben sadece 1 günde ve hatta
2 saatte gelinlik aldığımı söylesem?? :)))
Ağustos ayında arkadaşım
Gamze gelinliğini Oleg Cassini'den aldığını söyleyince hem şaşırdım hem de çok sevindim,
çünkü abiye ve gelinlik modellerini internet sitesinden takip ettiğim markanın
Ankara’da şubesi yoktu. Meğer kısa süre önce Armada’da mağazaları açılmış. Biz
de Cantürkle eylül ayında hem de randevu bile almadan gittik daldık mağazaya.
Hemen katalog verdiler, içinden 3-4 model seçip denedim. Çalışanları son derece
sıcakkanlı ve ilgililer. Yılların verdiği deneyimle size hangi modelin yakışıp
yakışmayacağı konusunda da çok yardımcı oluyorlar. Ben de sade ve zarif
olduğunu düşündüğüm bir modeli kafamda netleştirip kendilerine teşekkür ederek
mağazadan ayrıldım. Satmak için ne ısrar ne de almadığım için olumsuz en ufak bir
tavırla karşılaşmadım. Zaten bu yüzden başka herhangi bir mağazaya da gitmedim.
Şubat sonlarına doğru “nasılsa modelim belli” diye ve bu kez randevu alarak
gittim ancak beğendiğim o modelin sadece 42 bedeninin kaldığını öğrenince küçük
çaplı bir şok yaşadım :) 4-5 yeni model daha seçtik katalogdan, onu giy bunu
çıkar hiç biri içime sinmedi. Vitrinde harika gözüken modeller bana yakışmadı,
katalogda durduğu gibi olmadı. Derken Gülizar Hanım –ki kendisi gerek model seçerken
gerek provalarda benimle çok ilgilendi- elinde başka bir gelinlikle geldi.
“İnciden nefret ederim, dantel güpür istemiyorum” dememe rağmen “bakın sizin
istediğiniz gibi straplez ve kuyruklu,
çok yakışacağını düşünüyorum, en
azından bir deneyin” diyince sırf kırmamak için ve biraz da çaresizlikten
giydim. İyi ki giymişim hala daha gelinliğimle aşk yaşıyorum :))
Naçizane tavsiyem gelinlik
konusunda asla “asla” demeyin. İnciye, işlemeye ıyyy diyen ben şimdi “iyi ki”
diyorum. Çok abartılı ve büyük olmadıktan sonra inciler, işlemeler, danteller,
güpürlerle de gelinlik gayet zarif olabilirmiş bunu anladım. Hatta kabarık
olmayan, kuyruklu modellerde hele de kaliteli olursa güpür harika duruyormuş. Bir
de katalog veya vitrinden model beğenip “işte bu” demeyin. Çünkü bir gelinlik
her vücutta farklı bir hal alıyor, aynı gelinlik –bedenleri aynı olsa bile-
bazı kızlara çok yakışırken bazılarında iğreti durabiliyor. Tabii ben bu durumu
“ayy harika” dediğim modelleri denedikten ve hiç yakışmadığını gördükten sonra
tecrübeyle sabitledim :) Ve hatta kendi gelinliğim kataloğu defalarca incelememe
rağmen hiç gözüme çarpmamıştı, o derece. Bu noktada da mağaza çalışanlarına
biraz kulak verin. Senelerin verdiği deneyimle size neyin yakışıp yakışmayacağı
ve hatta düğününüzde rahat edip edemeyeceğiniz konusunda yardımcı oluyorlar.
Yeri gelmişken harika terzileri
var, hem işinin ehli hem de çok cana yakınlar. Benimkinin 38 bedeni üzerime tam
oturduğu için boyunun kısalması dışında herhangi bir tadilata gerek kalmadı.
Ama 42 beden bir gelinliği 36ya kadar indirebiliyorlarmış, tabi ben bunu göze
alamadım ama yaptıran gelinleri cesaretinden, terzileri de başarısından dolayı
kutluyorum :))
Ben çok kabarık olmayan bir
gelinlik istediğim için gözüm zaten A model olanlardaydı. Tarlatanı da çok
kabarık seçmeyince gayet zarif gözüktü. Zaten artık kubbe şeklindeki
gelinlikler biraz azalmaya başladı, daha sade modeller tercih ediliyor.
Hem de benim gibi kuyruklu gelinlik arayanlardansanız, uzun kuyruklar kabarık modellerde pek hoş gözükmüyor. Bir de bana
göre gelinlikler ya uzun kollu olmalı ya da straplez. Taşlı askılar, dantelden
kollar falan hem göz yoruyor, gelinliği boğuyor hem de gelinleri kısa boylu gösteriyor gibime geliyor.
1.75 boyunda, kuğu gibi bir kız değilseniz alengirli modellere bulaşmayın derim ben :))
Bir de farklı gelinliklerden
birinin sırt dekoltesini, birinin askısını, birinin eteğini, birinin işlemesini
beğenip bunların hepsini terzide bir araya getirme gafletine düşmeyin. İspanyol
etekleri gibi kat kat uçuş uçuş bir gelinliğin üst kısmı çok sade ve straplez
olmalıyken, sırtı dantelli dekolteli bir modelin eteği sade olmalı. Siz
bunların hepsini danteller ve drapelerle tek bir gelinlikte toplarsanız, üzerine yerleri süpüren uzuunn
bir duvak takıp disko topu gibi simli taşlı parlak ötesi bir de ayakkabı
giyerseniz herkes size “ayy zevksiz” der, demedi demeyin ;)
Gelelim duvak seçimine:
Son
yıllarda yerlere kadar inen duvaklar moda. Ama güzelmiş diyip ya da sırf
gelinliğinizle uyumlu diye almak yerine saç modelinize göre duvak seçmenizi
tavsiye ederim. Sonra aldığınız duvakla nasıl bir saç yapsak diye kuaförünüzle
kara kara düşünürsünüz. Ben bu konuda epey kararsız kaldığım için duvağımı gene
Oleg Cassini mağazasından düğüne 2 hafta kala aldım. Gelinliğimin çok hoş bir
duvağı vardı, kuyruğumdan bile uzun ve kenarları güpürlü. Topuz yaptırmayı
düşünseydim mutlaka alırdım. Ancak benim istediğim saç modeliyle pek olmadı,
tek kat ve ince olduğu için önden bakıldığında sanki hiç duvak yokmuş gibi,
arkadan da çok cansız ve zayıf gözüktü. Saçlarımın yarım toplu, omuzlarımdan
öne dökülmesini istediğim için en uygun duvağı belirledik.
3 kat zarif tülden
oluşan, ağırlığıyla beni yormayacak, saçımı acıtmayacak ama çok da kabarık olmayan bir duvak
aldım. Omuzlarımı örttüğü için “kollarım tombul mu, straplezin içinde pörtledim
mi?” gibi endişelerimi de ortadan kaldırdı :) Gelinliğim incili, duvağım da kat kat
olunca taç, toka ya da her hangi başka bir aksesuar kullanmadım. Ama eğer
gelinliğim çok daha sade olsaydı swarovski taşlı bir taç kullanabilirdim, çok
hoş modeller vardı ve itiraf ediyorum ki gözüm kaldı :)
Bir de gelinlik denerken gelin buketleri dikkatimi çekti, dekorasyon amacıyla konulmuşlar diye düşünüyordum ki bir tanesini elime alınca satıldığını da anlamış oldum.
Yapay çiçekleri hiç ama
hiç sevmem, çirkin gelirler gözüme ama her zamanki gibi “asla” dediğimi şeyi
yaptım ve pembe-mor ortancalar, minik güller ve kır çiçeklerinden oluşan,
kurdeleler sarkan canlı harika bir buket aldım. Düğün günümde zaten en sevdiğim
iki renk olan pembe ve morlu detaylar olması fikri çok hoşuma gitti, düğün
fotoğraflarımda da harika çıktı. Hem de düğünden sonra saklayabildiğim için
seviniyorum, şu anda da minik bir vazoda evimi süslüyor gelin çiçeğim. Benim
rengarenk aldığıma bakmayın, çok daha sade, beyaz ve açık pembe tonlarında
gelin buketleri de var Oleg Cassini’de. “Düğünden sonra kuruyup gitmesin,
saklayayım” diyenler mağazaya bir göz atın derim.
Başta Gülizar Hanım, Yeliz Hanım
ve Berna Hanım olmak üzere Armada Oleg Cassini’nin mağaza müdüründen terzilerine
kadar tüm personeline güler yüzleri, ilgileri ve yardımları için teşekkür
ederim. Hayatımın en güzel gününü harika yaptınız ve beni hiç yormadan
hayalimdeki gibi bir gelinliğe kavuşturdunuz…
Son olarak eklemek gerekirse her
ne olursa olsun hayalinizdeki değil size en çok yakışan gelinliği alın ya da
diktirin. Ayrıca da düğünün en güzel kızı her halukarda siz olacaksınız, o
yüzden abartı modellerden kaçının; ne kadar sade o kadar zarif olursunuz, bunu
unutmayın.
Gelinlik ve duvak seçerken
yaşadıklarım ve dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili aklıma gelenler bu kadar :)
Herkese kocaman sevgiler, öpücükler :)
Fotoğraflar: Betül Okandan
Saç: Akın Başköse
Makyaj: Carlos Cavalcanti
Tırnak süsleme: Esra Gündoğdu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder