10 Haziran 2014 Salı

Gelinlik Seçimim ve Oleg Cassini




 
 
Nikah tarihi aldıktan sonraki ilk işimiz fotoğrafçımız Betül'ü , ikinci işimiz ise gelinlik aramak oldu. Senelerdir gelinlik modellerine bakan, son 5 senenin tüm modellerini ezbere bilen ve sürekli “acaba nasıl bişiy olmalı??” diyen ben sadece 1 günde ve hatta 2 saatte gelinlik aldığımı söylesem?? :)))
 
 
 
 
Ağustos ayında arkadaşım Gamze gelinliğini Oleg Cassini'den aldığını söyleyince hem şaşırdım hem de çok sevindim, çünkü abiye ve gelinlik modellerini internet sitesinden takip ettiğim markanın Ankara’da şubesi yoktu. Meğer kısa süre önce Armada’da mağazaları açılmış. Biz de Cantürkle eylül ayında hem de randevu bile almadan gittik daldık mağazaya. Hemen katalog verdiler, içinden 3-4 model seçip denedim. Çalışanları son derece sıcakkanlı ve ilgililer. Yılların verdiği deneyimle size hangi modelin yakışıp yakışmayacağı konusunda da çok yardımcı oluyorlar. Ben de sade ve zarif olduğunu düşündüğüm bir modeli kafamda netleştirip kendilerine teşekkür ederek mağazadan ayrıldım. Satmak için ne ısrar ne de almadığım için olumsuz en ufak bir tavırla karşılaşmadım. Zaten bu yüzden başka herhangi bir mağazaya da gitmedim. Şubat sonlarına doğru “nasılsa modelim belli” diye ve bu kez randevu alarak gittim ancak beğendiğim o modelin sadece 42 bedeninin kaldığını öğrenince küçük çaplı bir şok yaşadım :) 4-5 yeni model daha seçtik katalogdan, onu giy bunu çıkar hiç biri içime sinmedi. Vitrinde harika gözüken modeller bana yakışmadı, katalogda durduğu gibi olmadı. Derken Gülizar Hanım –ki kendisi gerek model seçerken gerek provalarda benimle çok ilgilendi- elinde başka bir gelinlikle geldi. “İnciden nefret ederim, dantel güpür istemiyorum” dememe rağmen “bakın sizin istediğiniz gibi straplez ve kuyruklu,
çok yakışacağını düşünüyorum, en azından bir deneyin” diyince sırf kırmamak için ve biraz da çaresizlikten giydim. İyi ki giymişim hala daha gelinliğimle aşk yaşıyorum :))
 


 
 
Naçizane tavsiyem gelinlik konusunda asla “asla” demeyin. İnciye, işlemeye ıyyy diyen ben şimdi “iyi ki” diyorum. Çok abartılı ve büyük olmadıktan sonra inciler, işlemeler, danteller, güpürlerle de gelinlik gayet zarif olabilirmiş bunu anladım. Hatta kabarık olmayan, kuyruklu modellerde hele de kaliteli olursa güpür harika duruyormuş. Bir de katalog veya vitrinden model beğenip “işte bu” demeyin. Çünkü bir gelinlik her vücutta farklı bir hal alıyor, aynı gelinlik –bedenleri aynı olsa bile- bazı kızlara çok yakışırken bazılarında iğreti durabiliyor. Tabii ben bu durumu “ayy harika” dediğim modelleri denedikten ve hiç yakışmadığını gördükten sonra tecrübeyle sabitledim :) Ve hatta kendi gelinliğim kataloğu defalarca incelememe rağmen hiç gözüme çarpmamıştı, o derece. Bu noktada da mağaza çalışanlarına biraz kulak verin. Senelerin verdiği deneyimle size neyin yakışıp yakışmayacağı ve hatta düğününüzde rahat edip edemeyeceğiniz konusunda yardımcı oluyorlar.
 



 
Diktirmek konusundaki fikrimi de anlamışsınızdır, hiç değinmiyorum bile, çok mecbur kalmadıkça satın alın gelinliğinizi. Binlercenin içinden hayal ettiğiniz modele çok çok yakın bir gelinliği mutlaka bulursunuz mağazalarda. Diğer gelinlikçileri bilmiyorum ama Oleg Cassini kuşak, işleme, askı ya da kol ekleme ve ya çıkarma gibi tadilatlar da yapıyor; dolayısıyla hayalinizdeki modele kavuşmanız hiç de zor değil.
 



 
 
Yeri gelmişken harika terzileri var, hem işinin ehli hem de çok cana yakınlar. Benimkinin 38 bedeni üzerime tam oturduğu için boyunun kısalması dışında herhangi bir tadilata gerek kalmadı. Ama 42 beden bir gelinliği 36ya kadar indirebiliyorlarmış, tabi ben bunu göze alamadım ama yaptıran gelinleri cesaretinden, terzileri de başarısından dolayı kutluyorum :))
 


 
 
 
 
Ben çok kabarık olmayan bir gelinlik istediğim için gözüm zaten A model olanlardaydı. Tarlatanı da çok kabarık seçmeyince gayet zarif gözüktü. Zaten artık kubbe şeklindeki gelinlikler biraz azalmaya başladı, daha sade modeller tercih ediliyor. Hem de benim gibi kuyruklu gelinlik arayanlardansanız, uzun kuyruklar kabarık modellerde pek hoş gözükmüyor. Bir de bana göre gelinlikler ya uzun kollu olmalı ya da straplez. Taşlı askılar, dantelden kollar falan hem göz yoruyor, gelinliği boğuyor hem de gelinleri kısa boylu gösteriyor gibime geliyor. 1.75 boyunda, kuğu gibi bir kız değilseniz alengirli modellere bulaşmayın derim ben :))
 



 
 
Bir de farklı gelinliklerden birinin sırt dekoltesini, birinin askısını, birinin eteğini, birinin işlemesini beğenip bunların hepsini terzide bir araya getirme gafletine düşmeyin. İspanyol etekleri gibi kat kat uçuş uçuş bir gelinliğin üst kısmı çok sade ve straplez olmalıyken, sırtı dantelli dekolteli bir modelin eteği sade olmalı. Siz bunların hepsini danteller ve drapelerle tek bir gelinlikte toplarsanız, üzerine yerleri süpüren uzuunn bir duvak takıp disko topu gibi simli taşlı parlak ötesi bir de ayakkabı giyerseniz herkes size “ayy zevksiz” der, demedi demeyin ;)
 


 
 

Gelelim duvak seçimine:
 



 
 
Son yıllarda yerlere kadar inen duvaklar moda. Ama güzelmiş diyip ya da sırf gelinliğinizle uyumlu diye almak yerine saç modelinize göre duvak seçmenizi tavsiye ederim. Sonra aldığınız duvakla nasıl bir saç yapsak diye kuaförünüzle kara kara düşünürsünüz. Ben bu konuda epey kararsız kaldığım için duvağımı gene Oleg Cassini mağazasından düğüne 2 hafta kala aldım. Gelinliğimin çok hoş bir duvağı vardı, kuyruğumdan bile uzun ve kenarları güpürlü. Topuz yaptırmayı düşünseydim mutlaka alırdım. Ancak benim istediğim saç modeliyle pek olmadı, tek kat ve ince olduğu için önden bakıldığında sanki hiç duvak yokmuş gibi, arkadan da çok cansız ve zayıf gözüktü. Saçlarımın yarım toplu, omuzlarımdan öne dökülmesini istediğim için en uygun duvağı belirledik.
 
 


 
 
3 kat zarif tülden oluşan, ağırlığıyla beni yormayacak, saçımı acıtmayacak ama çok da kabarık olmayan bir duvak aldım. Omuzlarımı örttüğü için “kollarım tombul mu, straplezin içinde pörtledim mi?” gibi endişelerimi de ortadan kaldırdı :) Gelinliğim incili, duvağım da kat kat olunca taç, toka ya da her hangi başka bir aksesuar kullanmadım. Ama eğer gelinliğim çok daha sade olsaydı swarovski taşlı bir taç kullanabilirdim, çok hoş modeller vardı ve itiraf ediyorum ki gözüm kaldı :)

 





 

Bir de gelinlik denerken gelin buketleri dikkatimi çekti, dekorasyon amacıyla konulmuşlar diye düşünüyordum ki bir tanesini elime alınca satıldığını da anlamış oldum.
 


 
 
Yapay çiçekleri hiç ama hiç sevmem, çirkin gelirler gözüme ama her zamanki gibi “asla” dediğimi şeyi yaptım ve pembe-mor ortancalar, minik güller ve kır çiçeklerinden oluşan, kurdeleler sarkan canlı harika bir buket aldım. Düğün günümde zaten en sevdiğim iki renk olan pembe ve morlu detaylar olması fikri çok hoşuma gitti, düğün fotoğraflarımda da harika çıktı. Hem de düğünden sonra saklayabildiğim için seviniyorum, şu anda da minik bir vazoda evimi süslüyor gelin çiçeğim. Benim rengarenk aldığıma bakmayın, çok daha sade, beyaz ve açık pembe tonlarında gelin buketleri de var Oleg Cassini’de. “Düğünden sonra kuruyup gitmesin, saklayayım” diyenler mağazaya bir göz atın derim.



 
 
 
Fiyatlar konusuna değinmiyorum çünkü mağazaya gittiğinizde her şeyin ne kadar uygun olduğunu göreceksiniz ;)


 

Başta Gülizar Hanım, Yeliz Hanım ve Berna Hanım olmak üzere Armada Oleg Cassini’nin mağaza müdüründen terzilerine kadar tüm personeline güler yüzleri, ilgileri ve yardımları için teşekkür ederim. Hayatımın en güzel gününü harika yaptınız ve beni hiç yormadan hayalimdeki gibi bir gelinliğe kavuşturdunuz…
 
 
 

Son olarak eklemek gerekirse her ne olursa olsun hayalinizdeki değil size en çok yakışan gelinliği alın ya da diktirin. Ayrıca da düğünün en güzel kızı her halukarda siz olacaksınız, o yüzden abartı modellerden kaçının; ne kadar sade o kadar zarif olursunuz, bunu unutmayın.
 



 

Gelinlik ve duvak seçerken yaşadıklarım ve dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili aklıma gelenler bu kadar :)




 
 
 
Herkese kocaman sevgiler, öpücükler :)
 


 

Fotoğraflar: Betül Okandan

Saç: Akın Başköse

Makyaj: Carlos Cavalcanti

Tırnak süsleme: Esra Gündoğdu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder